Psikolojik Hastalıklar Nelerdir?

Psikolojik Hastalıklar Nelerdir?

Psikolojik hastalıklar, kişinin duygularını, düşüncelerini, ruh halini ve/veya davranışlarını büyük ölçüde bozan durumlardır. Kısa bir süre içinde ortaya çıkabilir veya dönemsel olarak gelişebilir. Kronikleşmiş psikolojik hastalıklar hastanın, başkalarıyla iletişim kurma yeteneğini ve günlük yaşantılarını etkileyebilir. Psikolojik hastalıklar bir akıl sağlığı uzmanı tarafından teşhis edilmelidir. 200’den fazla psikolojik hastalık türü vardır, ancak psikolojik hastalıkların ana gruplarından bazıları şu şekilde sıralanabilir:

  • Duygudurum bozuklukları (depresyon ve bipolar bozukluk gibi),
  • Anksiyete bozuklukları,
  • Kişilik bozuklukları,
  • Psikotik bozukluklar (şizofreni gibi),
  • Yeme bozuklukları,
  • Travmaya bağlı bozukluklar (travma sonrası stres bozukluğu gibi),
  • Madde bağımlılığı bozuklukları.

Kronik Ruhsal Hastalıklar Nelerdir?

En az üç ay süren ve süresiz olarak devam etmesi beklenen her türlü fiziksel veya ruhsal sağlık durumu kronik olarak kabul edilir. Kronik ruhsal bozukluklar, hastanın akıl sağlığını, bilincini ve duygusal sağlığını sürekli olarak zorlayan bir durumdur. Kronik ruhsal hastalıkların etkileri hafiften orta dereceye kadar ve hatta şiddetli bozulmaya kadar değişebilir. En sık görülen psikolojik hastalıklar ve belirtileri hakkında şu bilgiler verilebilir:

  • Bipolar Bozukluk (Manik-Depresif Bozukluk): Bipolar bozukluk, kişinin ruh halinde, aktivitesinde, konsantrasyonunda, enerji düzeylerinde, düşünme kalıplarında ve davranışlarında olağandışı değişikliklere neden olan, yaşam boyu süren kronik bir duygudurum bozukluğu ve ruhsal sağlık sorunudur.
  • Hasta değişken sürelerde manik ve depresif ataklar geçirebilir. Manik dönemlerde kişi kendini çok neşeli, alıngan, sinirli, gergin ve hiperaktif hissedebilir. Aşırı hızlı konuşabilir, uyku ihtiyacı azalabilir, birbiri ile yarışan düşüncelere sahip olabilir. Yeme, içme ve cinsellik gibi aktivitelere karşı ilgi artabilir. Normalin dışında önemli, yetenekli veya güçlü hissedebilir.
  • Depresif dönemlerde ise kişi çok üzgün, endişeli ve huzursuz hissedebilir. Normalden pasif bir ruh haline bürünür, uykuya dalmakta güçlük çekebilir veya çok fazla uyuyabilirler. Bozukluğu yaşayan depresif dönemde konuşmalarında yavaşlama yaşayabilirler, çoğunlukla konsantre olma güçlükleri gelişir. Tüm aktivitelere karşı ilgi kaybı yaşarken basit şeyleri bile yapamayacakmış gibi hissederler. Umutsuz, değersiz hissederler ve intiharı düşünebilirler.
  • Şizofreni: Şizofreni, kişinin düşünme biçmini, his ve davranışlarını ciddi ölçülerde etkileyebilen bir akıl hastalığıdır. Genetik ve çevresel faktörlerin kombinasyonu şizofreni gelişiminde rol oynamaktadır. Şizofreni diğer önemli psikolojik hastalıklar kadar yaygın görülmesede en kronik ve tehlikeli olanlardan biridir. Teşhis genellikle 16-30 yaşları arasında konur. İlk atağı takiben mümkün olan en kısa sürede tedaviye başlamak oldukça önemlidir.
  • Kronik şizofreni sanrılar, halüsinasyonlar, konuşma yoksunluğu veya konuşma tutarsızlığından oluşan kalıcı bir sendromdur. Hasta donuk bir sesle konuşmak, sınırlı yüz ifadesi göstermek, çeşitli aktiviteleri planlamada ve bunlara bağlı kalmada güçlük çekmek, günlük yaşamda zevk veren aktiviteler ile motive olmada zorlanmak, sosyal etkileşimden kaçınmak ve enerjinin çok düşük olması gibi belirtiler de gösterebilir.
  • Anksiyete Bozukluğu: Kişinin kendini sıklıkla korkulu ve endişeli hissetmesi hali anksiyete bozukluğu şeklinde tanımlanabilir. Anksiyete bozukluğu, kronik ve uzun vadeli durumlardır. Bu nedenle hastanın yaşantısını önemli ölçüde etkileyebilir. Evde, işte ve sosyal ortamlarda çalışma kabiliyetini olumsuz yönde etkileyebilir. Yaygın anksiyete bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu ve panik atak gibi anksiyete türleri durumun kronikleşmesine neden olabilir. Kronikleşmiş anksiyete; aşırı ve yersiz endişe, tekrarlanan ve takıntılı düşünceler, korku ve panik, huzursuzluk, rahatlama güçlükleri, sinirlilik hali, nefes darlığı, uyku bozukluğu, mide bulantısı, baş ağrısı ve hızlı kalp atışı gibi semptomlar gösterebilir.
  • Depresyon: Depresyonun birçok alt türü vardır. Kronik depresif bozukluk, üzüntü ve umutsuzluk gibi hafif veya orta dereceli belirtilerin uzun süre devam ettiği psikolojik bir durumdur. Bu durum distimi şeklinde de ifade edilir. Belirtiler klinik depresyon ile aynıdır ancak ortaya çıkma sıklığı daha azdır ve şiddeti daha hafiftir. Günün çoğunda üzüntü ve depresif ruh hali, zevk kaybı, kiloda büyük değişiklikler, neredeyse her gün uykusuzluk ve aşırı uyku, odaklanma problemleri, değersizlik ve suçluluk hissi, ölüm düşünceleri veya intihar girişimleri belirtiler arasında sıralanabilir.
  • Borderline Kişilik Bozukluğu: Aşırı ruh hali dalgalanmaları, kişilerarası ilişkilerde istikrarsızlık ve dürtüsellik ile karakterize edilen bir zihinsel sağlık sorunudur. Hastalar yoğun bir terk edilme korkusuna sahiplerdir, öfke benzeri duyguları kontrol etmekte güçlük çekerler. Aile öyküsünde borderline kişilik bozukluğu bulunan kişilerde daha sık görülür. Çoğunlukla kalıtsal olması nedeniyle önlenebilir bir hastalık değildir. Dolayısıyla semptomların iyi anlaşılmış olması ve tedaviye mümkün olduğu kadar erken başlanması gereklidir. Tedavi çoğunlukla semptomları yönetme ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yöneliktir.
  • Dürtü Kontrol Bozuklukları: Hastalar kendilerine veya başkalarına zarar verebilecek dürtülere sahiplerdir ve bu dürtülere direnmek için mücadele ederler. Kleptomani ve kompulsif kumar, süreç bağımlılığı olarak da adlandırılabilen dürtü kontrol bozukluklarıdır.
  • Yeme Bozuklukları: Kilo ve yemekle ilgili aşırı davranışlar, duygular ve tutumlar yeme bozukluklarının ayırt edici özellikleridir. En sık görülen yeme bozuklukları anoreksiya nervoza ve bulimia nervoza şeklinde isimlendirilmektedir.
  • Nörogelişimsel Bozukluklar: Bu bozukluklar beynin çalışma şeklini etkilerler. Çocuklarda daha sık görülen nörogelişimsel bozukluklar ergenlik döneminden yetişkinliğe kadar devam edebilir. Otizm ve dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu sık rastlanan örnekler arasında verilebilir.

En Tehlikeli Psikolojik Hastalıklar Nedir?

Tehlikeli psikolojik hastalıklar yüksek ölüm ve intihar riskine neden olabilmektedir. İntihara bağlı ölümler incelendiğinde, borderline kişilik bozukluğu, depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni, alkol kullanım bozuklukları ve kadınlarda anoreksiya nervoza genel popülasyon ile kıyaslandığında 10 kattan daha fazla riski arttırmaktadır. Şizofreni hastalarının yüzde ellisi kadarının intihar girişiminde bulunduğu bilinmektedir. Klinik olarak depresyonda olanların ise yaklaşık yüzde onbeşi intihar etmektedir. Ancak psikolojik hastalıklar arasında en yüksek ölüm oranına sahip olan hastalıklar yeme bozukluklarıdır. Yeme bozukluğunu tehlikeli hale getiren durum yalnızca intihar riskinin yüksek olması değildir, ayrıca maruz kalınan kronik yetersiz beslenme de vücut üzerinde fiziksel bir yüke neden olur. Zihinsel ve fiziksel saldırı, ani kalp krizleri, çoklu organ yetmezlikleri ve uzun süreli yetersiz beslenmenin diğer ölümcül sonuçları ölüm oranını artırmaktadır.

En Ağır Psikolojik Hastalıklar Nelerdir?

Ağır psikolojik hastalıklar, bir veya daha fazla kişinin yaşamını önemli ölçüde engelleyen veya sınırlayan, ciddi işlevsel bozulmalara neden olan teşhis edilebilir hastalıklardır. En zor psikolojik hastalıklara örnek olarak bipolar bozukluk, majör depresif bozukluk, travma sonrası stres bozuklukları ve şizofreni örnek olarak verilebilir. Ancak tüm zihinsel sağlık sorunları yaşam kalitesini değişken ölçülerde etkileyebilir. Bu nedenle birçok psikolojik hastalık “ağır” olarak nitelendirilebilir. Bazı kurum ve kuruluşların tanımına göre kronik ruhsal bozukluklar önce şiddetli ve kalıcı, sonra da ağır psikolojik hastalıklara dönüşmektedir.

Psikolojik Hastalıklar Tanısı Nasıl Konur?

Psikolojik hastalıklar konusunda profesyonelleşmiş bir sağlık uzmanı tarafından teşhis almak önemlidir. Doğru tedavi prosedürünün uygulanabilmesi için doğru tanıya ihtiyaç vardır. Sağlık uzmanı hastalığı teşhis etmek için belirtileri dikkatle dinleyerek değerlendirecektir. Hasta veya danışanlar ruh sağlığının kötüşleşmesine neden olabilecek tetikleyiciler varsa, bu sorunlar kronik ise veya gelip gidiyorsa bu görüşmeler esnasında detaylı bir şekilde bahsetmelidir. Ruhsal bozuklukları doğrudan teşhis edebilecek tıbbi bir test yoktur. Ancak sağlık uzmanları, ruh sağlığını etkileyebilecek diğer koşulları dışlamak için kan tahlilleri veya görüntüleme muayeneleri gibi tetkikler talep edebilir.

Tehlikeli Psikolojik Hastalıklar Tedavi Edilebilir Mi?

Tedavi planı sahip olunan psikolojik hastalığa göre değişiklik gösterir. Çoğu durumda, birkaç prosedürden oluşan tedavi kombinasyonları en etkili sonucu verir. Özellikle şizofreni gibi ciddi hastalıkların tedavisinde bir ekip çalışması ve ileri tedavi yöntemleri gerekli olabilir. Psikolojik hastalıkların tedavisine yönelik uygulanabilen tedavilerden kısaca şu şekilde bahsedilebilir:

  • İlaç Tedavisi: Psikiyatrik ilaçlar hastalıkları tedavi etmese de sıklıkla semptomları yönetme amacıyla kullanılır. İlaçlar, psikoterapi gibi tedavi yöntemleri kadar etkili olmasa da ileri vakalarda diğer tedavileri destekleme konusunda yardımcı olabilir. İlaçlar hastanın durumuna ve verdiği tepkilere özel olarak seçilir.
  • Antidepresan grubu ilaçlar depresyon, anksiyete ve baze diğer bazı durumları tedavi etmek amacıyla kullanılır. Üzüntü, umutsuzluk, enerji eksikliği, konsantrasyon güçlüğü ve aktivitelere karşı ilgisizlik gibi semptomların iyileşmesine yardımcı olabilirler.
  • Anksiyete önleyici ilaç grupları ise anksiyete bozukluğunu ve panik atak bozukluğu gibi durumları tedavi etmek amacıyla kullanılabilir. Ayrıca ajitasyon ve uykusuzluk gibi semptomların giderilmesi amacıyla da kullanılabilir. Duygudurum dengeleyiciler mani ve depresyon ataklarını içeren bipolar bozuklukları tedavi etmek için kullanılır. Bazı depresyon vakalarında antidepresanlar ile birlikte kullanılabilirler.
  • Antipsikotik ilaç grupları ise tipik olarak şizofreni gibi bozuklukların tedavisinde kullanılır. Bipolar bozuklukta da bu ilaçlar kullanılabilir, ayrıca depresyonu tedavi etmek için antidepresanlar ile birlikte de kullanımı mümkündür. Tüm bu ilaç grupları uzmanlar tarafından gerekli görülmesi halinde reçete edilmeli, önerilen doz ve sürede kullanılmalıdır.
  • Psikoterapi: Konuşma terapisi olarak da bilinir. İlgili konular hakkında ruh sağlığı uzmanı ile konuşmayı içeren tedavi prosedürleridir. Bu görüşmeler sırasında kazanılan içgörü ve bilgiler ile hasta, başa çıkma ve stres yönetimi becerileri edinir. Her zihinsel sağlık durumu için ayrı psikoterapi türleri vardır. Psikoterapiler çoğu zaman birkaç ayda tamamlansa da bazı ciddi durumlarda daha uzun süreli tedavilere ihtiyaç duyulabilir.
  • Beyin Stimülasyon Tedavileri: Depresyon ve diğer zihinsel sağlık sorunları için kullanılabilir. Genellikle ilaçların ve psikoterapinin işe yaramadığı durumlar için kullanılır. Elektrokonvülsif tedavi, tekrarlayan transkraniyal manyetik stimülasyon, derin beyin stimülasyonu ve vagus stimülasyonunu içerir. Tedavinin tüm risk ve faydaları sağlık uzmanı tarafından detaylı bir şekilde öğrenilmelidir.
  • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Alkol ve diğer bağımlılık yapıcı ürünlerden kaçınmak, egzersiz yapmak, yeterli uyku uyumak, sağlıklı beslenmek ve stresten kaçınmak gibi sağlıklı alışkanlıklar edinilebilir.

Psikolojik hastalıklar tedavi edilmesi gereken önemli sağlık sorunlarıdır. Siz veya yakınlarınız psikolojik hastalıklar ile ilgili semptomlar gösteriyorsanız en kısa sürede ilgili sağlık uzmanları ile görüşme sağlamanız tavsiye edilir.

Benzer Yazılar